Bebek sahibi olmak her çift için önemli bir amaç olabilir. Bu konuda hayatı boyunca hayaller kurmuş olan insanları, evlendikleri gibi, bebek sahibi olmak amacı ile kararlılıkla hareket ettikleri görülmektedir. Söz konusu olan bu durumun, tam olarak istekle çok alakası olmaması ise üzücü bir durumdur. Çünkü bebek sahibi olma konusunda gerekli olan tüm etmenler fizyolojik şartlara bağlıdır. Ancak elbette ruhsal şartların, moral ve motivasyonun vücut kimyasına etkisi de atlanılmaması gereken önemli bir konudur. Söz konusu olan bu durumlar bebek sahibi olmakla alakalı gereklilikleri iyi bir şekilde ifade eder. Daha önce de belirtildiği gibi, fizyolojik şartların gerekli olgunlukta olması anne olmak için yeterli olmaktadır. Ancak, söz konusu olan fizyolojik şartlar genel olarak eş zamanlı bir biçimde hareket etmeyebilir.
Bu duruma etki eden onlarca sebebin varlığını da hatırlatmak gerekmektedir. Ancak diğer taraftan da tam olarak anlaşılamayan birtakım durumların etki ettiği örneklerin de varlığı ortadadır. Bu durum bebek sahibi olmanın kolay bir süreç olmadığını etkili bir biçimde ifade eder. Bu konu sorun yaşayan çiftleri başvurduğu tüp bebek yöntemi ise son derece gelişmiş bir teknolojinin ürünü olarak değerlendirilir.
Bebek sahibi olma konusunda, çeşitli nedenler ile sorun yaşayan çiftlerin, kendi düşünceleri kendilerini ele geçirmeden uzman hekimlere başvurmaları gerekir. Bu noktada, hekimlere varana dek çok sayıda kimsenin etki etmesi muhtemel olduğundan dikkatli olmak gerekmektedir. Tüp bebek tedavisi, uzman hekimlerin hazırladığı uygunluk raporları ile tam manası ile planlanan bir süreçtir.
Bu açıdan her anne ve baba adayının bu tedaviye uygun olup olmaması da ihtimal dahilindedir. Kesin olarak gebeliğin mümkün olmadığı kişilerde tüp bebek tedavisi yapılmaz. Diğer yandan yapılan tedavinin %100 oranında olumlu sonuç vermesi de kesin değildir.
Tüp Bebek Tedavisinde Riskli Durumlar Nelerdir?
Spermin yumurtanın bulunduğu sıvı medyum içerisine aktarılması ile yumurta ve sperm birleşiminin gerçekleşmesi olarak bilinen tüp bebek tedavisi günümüzde mikroenjeksiyon yöntemi ile de uygulanabilmekte olup, uzun bir süre çocuk sahibi olamayan çiftlerde uygulanmaktadır. Tüp bebek tedavisinde tedavi için gelen çiftlerin her ikisi tıbbi değerlendirmelere tabi tutulur ve altta yatan sorun ortaya çıkartılır. Tüp bebek tedavisinde başlıca kadın yumurtalıklarının baskılanması, yumurtalıkların uyarılması, foliküllerin çatlaması, sağlıklı yumurtanın seçimi, erkekten sperm alınması, spermin kadın yumurtasını döllemesi ve embriyoların elde edilmesi ve son olarak embriyo seçiminin yapılmasının ardından transferin yapılması gibi aşamaları gerektirmektedir. Bu işlem basamaklarında uygulanan tıbbi girişimler ise bazı riskleri beraberinde getirmektedir. Peki, tüp bebek tedavisinin riskli durumları nelerdir?
Tüp bebek tedavisinde baskılama için lupron, uyarma için ise klomifensitrat, gonadotropinler gibi ilaçlar kullanılmaktadır. Tedavide uygulanan ilaçlarla bağlantılı olarak karın içinde sıvı toplanması gibi bir durum ortaya çıkabilmektedir. Ancak ciddi sorun oluşturmazlar. Yine ilaçlara bağlı olarak alerjik reaksiyonlar, hafif ödem ve kilo gibi problemler de görülebilmektedir.
Tüp bebek tedavisinde riskli durumlardan birisi çoğul gebelik durumunun görülen olmasıdır. embriyo transferinin iki embriyo aktarımına kadar yapılabilmesi ya da döllenmenin oluşumu safhasında yumurtanın farklı spermler tarafından döllenmesi sebebiyle çoğul gebelik durumu oluşabilmektedir.
Tüp bebek tedavisi riskleri yönünden değerlendirildiğinde geneli itibariyle riskli olmayan tedavi olsa da enfeksiyon riskini de taşımaktadır. Tedavi basamaklarından olan yumurta toplama işlemi cerrahi bir işlemi gerektirdiğinden steril şartların sağlanmadığı durumlarda enfeksiyon kaçınılmaz hale gelir.
Tedavide şüpheye düşülen durumlardan birisi tedavinin yumurtalık kapasitesini etkileyip etkilemediği konusudur. Tüp bebek tedavisinde yumurtalık kapasitesi etkilenmemektedir. Tedaviden yana korkulan diğer husus ise tedavi sonrasında menopoza girmeyi hızlandırıp hızlandırmadığıyla ilgili durumdur. Tüp bebek tedavisinde sonucu kadının menopoza girmesine neden olan bir durum bulunmamaktadır.
Tüp bebek son dönemlerde sıkça tercih edilen tıbbi tedavilerden biri olmaya başladı. Genellikle erkekte sperm kalitesizliği veya kadınlarda yumurtanın cinsel ilişki esnasında zarar görmesi veya zarar görmüş bir şekilde oluşması sebebi ile çoğu çiftin çocuğu olmamakta. Çocuğu olmayan çiftlerin imdadına işte bu noktada tüp bebek tedavisi yetişiyor.
Tüp bebek tedavisi ile kimi zaman 20 yıl kimi zaman 40 yıl gibi uzun süre çocuğu olmayan çiftlerin yanısıra bu teşhisin erken konması sebebi ile 2 veya 3 yıl gecikmeli olarak anne ve baba olan kişiler mevcut. Bu durum içeriği bakımından halk tarafından pek bilinmese de tüp bebek yapımında kullanılan sperm ve yumurta çiftlere ait yani çocuk yapımı için illa başka birinin spermi veya yumurtası kullanılmıyor. Aşamalardan geçen sperm yumurtaya ekleniyor ardından çıkarılıp dolduruluyor ve kaliteli olanlar tekrar yumurtaya eklenip çocuğun dünyaya gelmesi sağlanıyor. Bu aşamadan sonra işte çiftler için yeni bir hayat başlıyor.
En çok merak edilen konulardan biri de tüp bebek tedavisi sonucunda dünyaya gelen çocukların psikolojik ve fizyolojik anlamda diğer normal yollarla dünyaya gelen çocuklardan bir farkı olup olmadığıdır. Şuana kadar bu tedavi yöntemi ile dünyaya gelen hiç bir çocukta normalin dışında farklı bir durum söz konusu değil. Tamamen normal bir kiloda ve tamamen normal bir iştahla sahip bir şekilde hayatına devam eden tüp bebek tedavisi sonucu doğan çocuklar ilerleyen yıllarda da herhangi bir sorun yaşamıyor. Yani tüp bebek tedavisi ile çocuk sahibi olmak isteyen herkes gönül rahatlığı ile bu tedaviye başvurabilir. Ayrıca tüp bebek tedavisi ile çocuk sahibi olmak isteyen adaylar daha önce tüp bebek yöntemi ile çocuk sahibi olan aileleri ziyaret edip orada çocukların sıhhatli hallerini görüp gönül rahatlığını bir kat daha arttırma imkanına sahip.