Bebek sahibi olmak fikri tüm evli çiftlerin en büyük hayalidir. Evliliğin ilk yıllarında bu fikre sahip olmayan çiftler ilerleyen zamanlarda bu duyguyu tatmak için çok daha fazla istekli hale gelirler. Bebek sahibi olmakla alakalı doğal yöntemlerin yeterli olmadığı durumlar, çeşitli sağlık sorunlarının bir sonucu olarak görülür. Çeşitli araştırmaların sonuçlarına göre; evliliğin ilk yıllarında doğurganlık önemli bir yüzde ile görülmektedir. Bu durum özellikle kadınların çeşitli doğum kontrol yöntemleri ile henüz tanışmamış olmaları ile ilişkilidir. Ancak bebek sahibi olma fikrine bu dönemde sıcak bakmayan çiftler bir süre sonra farklı yöntemlere başvurmak durumundan kalabilmektedir. Bu alanda çeşitli sağlık uygulamalarından bahsedilebilmektedir. Bu uygulamalardan en yaygın olanı da tüp bebek tedavisidir.
Tüp bebek tedavisi ülkemizde son derece yaygın olan bir tedavi sürecidir. Tedaviyi gerekli kılan çok sayıda sebep olduğu da değerlendirmeler arasındadır. Bebek sahibi olamama durumu çok ciddi ve önemli sebeplere dayandırılır. Ancak hiçbir şekilde kaynağı belli olmayan durumlar da önemli bir yer tutmaktadır. Tüp bebek tedavisinin gerekli görüldüğü durumlar, eski dönemlerde olduğu gibi gözlenmemektedir. Önceki yıllarda bebek sahibi olmak isteye çiftlerin 2 yıl süre ile doğal yoldan anne baba olmaları beklenmekteydi. Ancak artık bu zaman çok fazla geçerliliğini korumamaktadır. Bu sürenin değişkenliği, anne baba adaylarının sağlık durumları ile yakından ilişkilidir.
Tüp bebek tedavisi anne baba tarafından talep edilen bir tedavi süreci de olabilir. Günümüzde tedavi, tüm sağlık kanallarından sağlanabilen yaygınlıktadır. Tedavinin sağladığı başarı düşünüldüğü zaman, genel olarak ciddi bir başarı oranın söz konusu olduğu anlaşılmaktadır. Bu durum da çiftler açısından son derece önemli bir moral kaynağıdır. Tedavi boyunca gerekli olan en önemli varlık sabırdır. Bu sayede tedavinin daha başarılı olması sağlanacaktır.
Tüp Bebekte Embriyo Transferi Kısıtlaması
Sperm sayısındaki yetersizlikten ötürü veya tüplerin tıkanıklığından ötürü çocuk sahibi olamayan çiftler için umut ışığı olan tüp bebek, laboratuar ortamında uygun koşullar sağlanarak yumurta ve spermin birleştirilmesine dayanmaktadır. Tüp bebek tedavisi özellikle bir yılı aşkın süreyle gebelik için başarısız olan çiftlerde uygulanan bir tedavi yöntemi olup, bugün tedavi sonucu başarı oranı ortalaması yüksek bir tedavidir. Tedavide çiftlerin yaş, deneme ve fiziki olgularından yola çıkılarak transfer edilecek kaliteli embriyo transferi başarı oranını artırıcı etkenlerdendir. Bu sebeple kişinin yaşına, genel jinekolojik durumuna ve daha önceki deneyimlerine göre tüp bebekte embriyo transferi kısıtlaması yapılmaktadır.
Tüp bebek tedavisi ile günümüzde sperm sayısı yetersiz olan azospermi durumunda bile uygulanabilen bir tedavi yöntemi olup, bu vakalarda genellikle mikroenjeksiyon tedavisiyle gebelik sağlanmaktadır. Tüp bebek tedavisinde başarılı bir döllenme aşaması sağlandıktan sonra ana rahmine tutunan embriyonun rahimde canlılığını koruyarak süreklilik göstermesi temeldir. Bu sebeple tüp bebekten sonuç alınabilmesi için çiftlerin basamaklardan oluşan tüp bebek tedavisi süreci için yirmi güne kadar tedaviye hazır olmaları gerekmektedir.
Tüp bebek klasik yöntem ve mikroenjeksiyon yöntemi olmak üzere iki farklı şekilde uygulanan bir yöntem olup, klasik yöntemde çok sayıda spermin varlığı söz konusudur. Mikroenjeksiyon yöntemi ise daha çok zorlamaya dayalı bir yöntem olup, tek bir spermin yumurtaya iğne ile enjeksiyonuyla döllenmenin sağlandığı yöntemdir. İki yöntem arasındaki fark olarak göze çarpan husus döllenme için sperme yön verip vermemekle ilgilidir.
Tüp bebek tedavisinde embriyo transferi kısıtlaması bulunmakta olup, bu kısıtlama otuz beş yaş altı kadınlarda bir embriyo, otuz beş üstü kadınlarda iki embriyo transferi seklindedir.
Tüp bebekte embriyo transferi kısıtlaması ayrıca daha önce iki kere tedavi olan embriyo transfer edilen fakat başarı alınamayan kadınlara iki embriyo transferi şeklinde yapılabilir.